Hazreti Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli
Takip et: @ErkanYazargan TweetHazreti Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli | ||||
Hazreti Pir'in asıl adı Muhammed dir. Bektaş da mahlasıdır. Babasını adı Seyyid İbrahim El-Sani annesinin adı Hatem dir.
beraberliğini sağlamak, Türk dilini yabancı etkilerden korumak, Anadolu'yu Türkleştirmek ve İslâmlaştırmak amacıyla Anadolu'ya gelmek için yola çıkar. Horasan'ın Nişabur vilayetinde doğdu. Hacı Bektaş Velî; Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî'nin talebelerinden Lokman
Perende elinde yetişmiş ve daha sonra da Pir-i Olduğu Bektaşilik inanç sisteminde ve eserlerinde öz be öz Türkçe'yi kullanmıştır.
Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî 'nin talebelerinden Lokman Perende elinde yetişir, mürşid'inin: "Var, seni Rûm'a saldık, Suluca- karahöyük 'ü sana yurt verdik. Rûm abdâllarına seni baş tayin ettik" demesiyle, siyâsi ve iktisadi düzeni bozulan Anadolu Türk halkına öncülük etmek, Türk birlik ve
Anadoluya güvercin donunda geldigi tasvir edilen Hz. Pir'in aslında bu tasvirde barışcıl bir amaç ile Anadolu'ya geldigi vurgulanmaktadır.
Rum'a olan bu ziyaretinden önce Necef'e uğradığı ve Hz. Ali 'nin asitanesinde kırk günlük riyazet çıkardığı oradan mekkeye geçerek Harem-i Beytullah'ta üç yıl ikamet ettigi sonra Medine'ye geçerek Hz. Peygamberi ziyaret ettigi , daha sonra sıra ile Kudüs teki Enbiyanın merkadlarını ve Hali'ür- Rahmanın makamını, Şam'daki mukaddes makamları, Haleb'te Cami-i Ekberde makam-ı Davud'u, Elbistan'daki Esahab-ı Kehf garını ziyaret ettigi buradan Suluca Kara Höyüg'e geldigi bilinmektedir.
Hazreti Pirin Ruma geliş tarihinde bölgede çeşitli dinsel ayrılıklar ve guruplaşmalar hasıl olmuştu. Hazreti Pir bu gurupların hepsini kendi sancağı altında topladı. Türkistan Pîri Hoca Ahmed Yesevî 'nin kültür ocağında, engin bilgi hazinesini dolduran Hacı Bektaş Velî, daha sonra siyâsi ve iktisadi düzeni bozulan Anadolu Türk halkına öncülük etmek, Türk birlik ve beraberliğini sağlamak, Türk dilini yabancı etkilerden korumak, Anadolu'yu Türkleştirmek ve İslâmlaştırmak amacıyla, Hoca Ahmed Yesevî 'nin isteği ve işareti üzerine Anadolu 'ya gelmiştir.
Hacı Bektaş Velî; Anadolu 'nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında birlik ve beraberliği temin eden güçleri, kendi fikir şemsiyesi altında toplayarak; büyük bir hoşgörü, insan sevgisi ve îman ile Türk tarihinin belki en kritik bir zamanında, büyük aksiyonunu kârizmâtik yapısıyla gerçekleştirmiş, Anadolu Türklüğünün ayakta kalmasını temin etmiştir.
Hacı Bektaş Velî 'nin yaktığı îman ve inanç çerağı, tekkeleri yoluyla Anadolu' ya ve hatta Balkan ülkelerinin içlerine, Avrupa 'ya kadar ulaşmış, neticede İslâm kültürü, diğer milletlerin hayatında da tesirini göstererek, günümüzde Amerika 'ya kadar yayılmıştır. Bu yıllarda Anadolu bir yandan Moğol istîlâsı altında ezilirken, bir yandan da büyük bir siyâsi ve ekonomik buhran ile beraber, taht kavgalarına sahne oluyordu. Böyle bir ortamda Anadolu 'ya gelen ve Kapadokya yöresindeki Hıristiyanlık merkezine karşı bir Türklük merkezi tesis etmek isteyen Hacı Bektaş Velî; bugünkü ismi Hacı Bektaş (O zaman yedi haneli bir köy ve adı Sulucakarahöyük) olan yere gelerek buraya yerleşir.
Çok ilgi çekici bir biçimde Kapadokya yöresindeki Hıristiyanlık merkezine karşı verilen savaş , sessiz bir savaş olarak tarihe geçer. Ihlara vadisi ve çevresindeki yerleşim birimleri Hacı Bektaş Velî ‘nin derin felsefesinden etkilenerek birer birer İslamiyete geçerken, ilginçtir ki bu bölgede o tarihlerde harhangi bir savaşa tarih kayıtlarında rastlanmamaktadır!!
Türkistan 'dan gelen Hacı Bektaş Velî, Türklerin yoğun olduğu Anadolu 'yu gezmiş, Türk gelenek ve göreneklerinden korunabilenleri birer birer tespit etmiştir. Bunları, Sulucakarahöyük '�te kurmuş olduğu ilim yuvasında, İslâm inancı ve Türk kültürü ile yoğurarak birleştirmiş, ileri sürdüğü düşüncelerini, bu birleşiğin üzerine yerleştirmiş ve burada öğrenci yetiştirmeye başlamıştır. Hacı Bektaş Velî 'nin, hoşgörü ve insan sevgisine dayalı düşünce sistemi; kısa bir sürede Hıristiyanlığın büyük bir merkezi durumundaki Kapadokya'da bile, geniş halk kitlelerine ulaşmış ve benimsenmeye başlanmıştır. Hacı Bektaş Velî 'nin felsefi düşüncelerinin temelinde, insanın varoluşu ve insan sevgisi vardır. Velayetnamede Hz. Pir'in Rum'a güvercin donunda geldigi anlatılsada, ilerde daha geniş açıklamasını da verecegimiz gibi bu anlatımlar Bektaşilikte sıkça kullanılan ve bazı manaları anlatmaya çalışan remzlerdir. Velayetname bunun gibi her biri batında bazı manalara sahip hikayelerle doludur. Bir hikayede Hz. Pir ile tanışmaya gelirken aslana binen, eline de kamçı olarak bir yılan alan Akşehirli Seyit Mahmut Hayran'a cevap olarak Hz. Pir'in bir kayanın üzerine bindigi ve onu yürüttügü yazılıdır. Bundan maksat da Hz. Pirin cansıza can veren olduğunu anlatmaktır. Bektaşi olan canın, hayat bulması gibi.. “uyur idik uyardılar” dizlerinde Pir Sultan Abdalın işaret ettigi mana budur. |