BANU TAHBAZ

Üzülme!.. Dert etme can!..
Üzülme!.. Dert etme can!..
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan,
yürüyebiliyorsan... Ne mutlu sana!..
Elinde olmayanları söyleme bana...
Elinde olanlardan bahset can!…
Üzülme!.. Geceler hep kimsesiz mi geçecek?..
Gidenler dönmeyecek mi?..
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede..
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...
Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?..
“Hüzün olgunlaştırır” ...“Kaybetmek sabrı öğretir”...
21 yaşında ölen eroin bağımlısı gencin defterinden çıkan yazı
Düştüm bir batağa çıkamıyorum ana
Öldürüyor beyaz zehir diyorlar adına
Biliyorum yandığımı ama sönmüyorum ana
Bir tadan bir daha bırakamıyor ana
Beyaz zehir derlerdi aldırmazdım
Rüya görürsün derlerdi uyanamazdım
Şimdi bir kabustayım,
Korkmaktayım
Bitirdi beni ana yok olmaktayım
Gençtim ana cahildim hiç ölmem derdim
Bu sefer son bir daha kullanmam derdim
Öyle değilmiş ana,ben beyaza yenildim
Aynada değişen yüzümdü, değişen bendim
Bilseydim düşermiydim bu çıkmaza
Üzermiydim sizi ağlatırmıydım ana
Dost dediklerim itiyor beni uçuruma
Ümidim kalmadı dayanamıyorum ana
Kaçmak istiyorum bu dertten bu meletten
Bırakmak istiyorum olmuyor, be ana
Affedin beni ana son özrüm sizden
Seni düşünüyorum yaşamak istiyorum ana
Pişmanım ana pişmanım, hemde çok pişmanım
Sizi ne kadar üzdüğümün farkındayım
Siz üzülmeyin, derdime kendim yanayım
Kavrulayım bu dertle, kurtulayım ana
Kendimi düşünmüyorum ana yaktım sizi
Çok incittim kırdım tertemiz kalbinizi
Size yakıştıramıyorum şimdi kendimi
Yine de oğlun olarak ölmek isterim ana
Babama söyle ana ne olur beni affetsin
Benimde bir oğlum vardı, adı kemaldi desin
Mezarıma gelipte benim için dua etsin
Ne olur ana babam hakkını helal etsin.
Yakındır ölüm haberim gelir sana
Gelir tabutun konur musalla taşına
Günahım çok ana çıkamam
Allah'ın karşısınaAna dua et sen yinede biricik yavruna...
Hakkını helal eyle ana yaklaşıyorum sona
Bu son sefer çıkıyorum son yolculuğuma
Genç yaşta kavuşuyorum kara toprağa
İbret olsun kaderim ana ardımda kalanlara...
DÜRÜSTLÜĞÜN ÖNEMİ
KONFÜÇYÜS, kimi insanlara birşey öğretmenin en iyi yolunun bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu. Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçti. Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.
Diğer elinde elma vardı.
Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içine bıraktıktan sonra, vazoyu y...ere koydu ve şöyle dedi :
"Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir."
Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun Dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor AMA başaramıyordu.
"Elimi çıkaramıyorum !"
Konfüçyüs "Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkartman mümkün olmayacaktır" dedi.
Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu ; AMA sonunda zorunlu olarak bıraktı.
Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu.
"Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı?"
Konfüçyüs vazoyu yerden alıp ters çevirdi. Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit birşeydi ki bu.
Konfüçyus "Fakat bu, göründüğü kadar basit değil" dedi.
Elmayı havada tutuyordu konuşurken.
"Bazen birşeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bir iştir.
Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız.
İşte ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz."Devamını Gör
Konfüçyus "Fakat bu, göründüğü kadar basit değil" dedi.
Elmayı havada tutuyordu konuşurken.
"Bazen birşeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bir iştir.
Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız.
İşte ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz."
KONFÜÇYÜS, kimi insanlara birşey öğretmenin en iyi yolunun bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu. Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçti. Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.
Diğer elinde elma vardı.
Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içine bıraktıktan sonra, vazoyu y...ere koydu ve şöyle dedi :
"Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir."
Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun Dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor AMA başaramıyordu.
"Elimi çıkaramıyorum !"
Konfüçyüs "Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkartman mümkün olmayacaktır" dedi.
Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu ; AMA sonunda zorunlu olarak bıraktı.
Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu.
"Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı?"
Konfüçyüs vazoyu yerden alıp ters çevirdi. Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit birşeydi ki bu.