FORUM
FORUM - Bilgelerin İletilileri
Burdasın: FORUM => FELSEFE => Bilgelerin İletilileri |
|
ŞENAY GÜVEN (Ziyaretçi) |
Hacı Bektaş Veli, Anadolu özgün kültürünün, hümanizmanın, sevginin, muhabbetin simgesidir. Bakınız hünkârımız ne diyor: Eğer Hakka talipsen, her an Ona doğru ak Kâinat kitabına, irfan gözü ile bak Yolumuzun esası çalışmaya bağlıdır Ayağa kalkacaksan, bari hizmet için kalk.(HBV; Vaktidolu, s.75) Hakka yani gerçeğe ulaşmak isteyenler, emeklerini, çabalarını ve enerjilerini oraya dönük harcamalıdırlar. İnsanlar gerçeğe ancak, gerçeği örten perdeyi, örtüyü kaldırarak ulaşabilirler. Bu da bilgiyle olur. Bilgi edinmek onu istemekle başlar. Evrende her şey belirli kurallar ve yasalar içinde gelişir. Çünkü hiçbir şey başıboş ve gereksiz değildir. Her olay ve olgu, bir başka şeyi var eder. Önemli olan bu gerçekliği anlamaktır. Her gelişimin ve değişimin nedensellikleri vardır. Hiçbir şey hareketsiz ve nedensiz gelişemez ve değişemez. Her değişimde, olay ve olguda emek vardır. O halde, bir insan da emek harcamadan hiçbir değeri var edemez, hiçbir gerçeğe ulaşamaz. İnsanoğlu olaylara ve olgulara anlam katan, yön veren, kendi isteği doğrultusunda gelişmesini sağlayan bir varlıktır. Bir insan, yaptığı bir işi hem kötülük, hem de iyilik için yapabilir. Yararlı veya zararlı davranışlar geliştirebilir. Hacı Bektaş Veli Hünkarımız, ne yapacaksan, insan için, hizmet için yap diyerek, insanlığa gerçekçi yolu göstermektedir., Hatayi şöyle diyor: Hatayi hal çağında Hak gönül alçağında Yüz bin Kâbe yapmaktır Bir gönül alçağında , (Hatayi) Yaşamda her an, farklı halleri içerir. Bir insanın bir saniyesi içinde yaşadığı duygular bile bir öncekinden farklılık taşır. Hal içinde haller yaşar insanlar. Hal içindeki insan, yaşadığı halleri anlamaya çalışır. İnsanın esas varmak istediği ise kendi gerçekliğidir. Her hal, her hali var eden temel veya ana hallerden enerjisini alır. O halde temel olana ulaşmak gerekir. Bu Hakk gerçeğidir. Bu dizeler, insanın iç dünyasının ve bilincinin ulaşmış olduğu aşamayı göstermesini ve gönül güzelliğinin dış dünyaya yansımasını anlatan, coşkuyu, sevgiyi, muhabbeti ve dolayısıyla olgunluğu dile getiren dizelerdir. Söz ustası Yunusa bakalım: Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ahulu aşı, Bal ile yağ ede bir söz (Yunus Emre) İnsan davranışlarının soyut algısını, duygularını, görüş ve düşüncelerini sözle dış dünyasına taşır. Söz, insanın iç dünyasının ve bilincin aynasıdır ve dış dünyaya yansısıdır. O halde söz, insanın kişiliğini ve kimliğini de yansıtan çok temel bir işleve sahiptir. Bazen bir tek söz, bir insanı hiddetlendirebilir. Bazen güzel bir söz, bir nefreti sevgiye çevirebilir. Bazen bir söz, bir insanın ölümüne bile neden olabilir. Bazen bir söz, bir insanı üzer, onu ruhen yıkar, acı ve keder verir. Bazen bir söz insanı huzura kavuşturur, güven verir ve insanlığın yalnızlığını giderir. Demek ki, söylenilen sözün ağırlığı, niceliği, niteliği, zamanı ve mekânı önemlidir. Kendisini bilen, güzellikleri, iyiliği, dostluğu, barışı, muhabbeti konuşan bir dil kullanır ve muhabbet dili bal gibi tatlıdır. Yunus Emrede o derin algısıyla, bu durumu ne güzel anlatmış . Bakınız 20. Yüzyılın en güçlü ozanlarından olan Mahzuni Şerif ne demiş: Hakkın var ettiği her nesne haktır Bir gördüğün şeyin hikmeti çoktur, İnsanın kâfiri, Müslimi yoktur Sen nasıl bir cansan, o da bir candır (Mahzuni Şerif) Sevgiyi, dostluğu, insani değerleri ortaya koyan bu dizeler; insan yaşamının ne kadar değerli olduğunu ortaya koymaktadır. Tanrının var ettiği her nesne gerçektir ve değerlidir. Görebilen, sezebilen bir bilinç, her varlıkta temel olanı ve özü kavrayabilir ve Tanrısal gerçekliği varlığın içinde görebilir. Bu bir bilgi ve bilinç işidir. Eğer her insan veya her nesne Hakkın eseriyse ve ondan bir parçaysa, o halde insanları bölmek, parçalamak, sen-ben-o diye farklılaştırmak da gerçeğe uygun değildir. Bunlar kültürel ayrılıklardır. Öz olan, insanın yaşamının ne kadar değerli olduğudur. Her can bir bendir. Her ben de bir candır. Bir benin canı ne kadar önemli ve yaşamsalsa, başka benin can ları da önemli ve değerlidir. Muhlis Akarsu da şöyle demiş: Akarsuyum sevgi güzel, Dilde güzel, telde güzel, Dosta giden yolda güzel Sevgi insana yakışır. (Muhlis Akarsu Sevgi üretme, yaratma, dostluk, barış, özgürlük, dayanışma, paylaşma, yenilenme, değişme, dönüşme ve mutluluğu var eden en temel olgudur. Sevgi yaşamın itici gücü ve en büyük enerjisidir. Bir insan yaşamak için enerjiyi nerede alıyorsa ona sevgi duyar. Çünkü sevgi yaşamanın özüdür. Sevgi koruyandır, yönlendirendir, yönelendir ve çekendir. Sevgi, güzel sözdür, insana haz katan tatlı bir müziktir. Sevgi, insanı dostluğa taşıyan ve dostluk kazandıran her eylem ve düşüncedir. Sevgisiz yaşam, değerlerden uzak, verimsiz ve tek düze bir yaşamdır. Sevgi, insana yakışır,çünkü kavramsal derinliğini belirleyen insandır. Mevlanaya bakalım: Dün de beraber gitti cancağızım, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım... (Mevlana .) Her şey değişim ve devinim içindedir. Bugün düne gebedir. Yarın bugünün bitiminde (ölümüyle) gelecektir. Yarın bugün olurken, bugün de dün olacaktır. Geçmiş ve gelecek birbirine bağlıdır. Bizim evrenimizde zaman ileriye doğru akar. Geride kalan, aşıp gitmiştir düne takılı kalmak, doğanın işleyiş yasasına uygun değildir. Bizim algı gücümüzde bunu anlamakta zorlanır. Akan bir ırmakta, aynı suyla iki kez yıkanmaz demiş, ünlü filozof Heraklietos. Mevlanada aynı şeyleri söylüyor. Dün söylenenler, konuşulanlar, yapılanlar geride kaldı. Oysa yeni şeyler söylemek, yeni değerler var etmek, yeni üretimler gerçekleştirmek gerekmektedir. Yaşam her an değişmekte ve her an bir şeyler ölmekte ve yeni şeyler doğmaktadır. Zerdüşt der ki: İyi düşünce, iyi söz ve iyi eylem. Bunun anlamı, iyi düşün, iyi konuş ve iyi davrandır. Bu üç değeri yerine getirenler erdemli bir kişiliğe ulaşırlar. Bu üç ilke, Aleviliğe, kimseyi kırma, kötü söz söyleme ve davranışlarında ölçülü ol ilkesiyle buluşmuştur . Hünkâr Hacı Bektaş Veli der ki: Yolumuz ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur. Hünkârımızın belirttiği gibi yolumuz, bilim, akıl ve gerçek değerler üzerine kurulmuş ve insanı merkeze almış olan ve sevgiyi en temel değer olarak gören bir inancı ve öğretiyi içermektedir. Hünkârımızın bir sözüyle bitiriyorum: Düşünce karanlığına ışık tutana ne mutlu. Sevgiyi, dayanışmayı, birlikte yaşamanın koşullarını var kılan tüm canlara sevgiler sunuyorum |
Cevapla:
Bütün konular: 54
Bütün postalar: 71
Bütün kullanıcılar: 6