ÖDEME VE BAĞIŞLARINIZ İÇİN: TEB ŞUBE KODU:651 NO: 9639700 IBAN:TR530003200000000009639700
MARİFET KAPISI
tokat ehlibeyt derneği

FORUM



FORUM - DİN NEDİR?

Burdasın:
FORUM => BİLİM FORMLARI => DİN NEDİR?

<-Geri

 1 

Devam->


ŞENAY GÜVEN (Ziyaretçi)
13.09.2012 16:43 (UTC)[alıntı yap]
DİN NEDİR?
Freud'a göre şahsiyetin oluşumu aşamasında dinin oyalamacı bir fonksiyonu vardır.Kişinin şahsiyet evriminde ilk safha çocuğun anlamadığı bir alemde kendisini tamamen güçsüz hisetmesidir. Bu güçsüzlüğün karşısında çocuğun çocuğun isteklerini yerine getiren bir tür"kadir'i mutlak"ı olan anane ve baba belirler.
Kısaca Freud onu çağımızdaki izleyicisi Eriche Fromm'a göre din , dinin kendisini gerçekleştirmesini hisettiği güçsüzlüğünün güvene yönelen bir ürünüdür.
Karl Mars'ı en çok etkileyenlerden Feuerbach'a göre din, insanın kendi düşüncesinin insan-üstü bir plana aktarılışıdır.
Marks'a göre ise" din baskı altındaki yaratıkların iç çekmesi,kalpsiz bir dünyanın kalbi,ruhsuz olanların ruhudur.Din halkın afyonudur."
Din insanüstü bir kudretin ve yeryüzündeki bir sistem.bir kurum değil bizzat insan zihninin ğrünüdür.İnsanlar toplumsal hayat sürecinin zayıf,aciz , korkak olduğu ve kendi üstünde bir güce dayanmak hisettiği ilkel dönemizde bir "tanrıya inanma ihtiyacı duyar"

Freud'a göre şahsiyetin oluşumu aşamasında dinin oyalamacı bir fonksiyonu vardır.Kişinin şahsiyet evriminde ilk safha çocuğun anlamadığı bir alemde kendisini tamamen güçsüz hisetmesidir. Bu güçsüzlüğün karşısında çocuğun çocuğun isteklerini yerine getiren bir tür"kadir'i mutlak"ı olan anane ve baba belirler.
Kısaca Freud onu çağımızdaki izleyicisi Eriche Fromm'a göre din , dinin kendisini gerçekleştirmesini hisettiği güçsüzlüğünün güvene yönelen bir ürünüdür.
Karl Mars'ı en çok etkileyenlerden Feuerbach'a göre din, insanın kendi düşüncesinin insan-üstü bir plana aktarılışıdır.
Marks'a göre ise" din baskı altındaki yaratıkların iç çekmesi,kalpsiz bir dünyanın kalbi,ruhsuz olanların ruhudur.Din halkın afyonudur."

Din insanüstü bir kudretin ve yeryüzündeki bir sistem.bir kurum değil bizzat insan zihninin ğrünüdür.İnsanlar toplumsal hayat sürecinin zayıf,aciz , korkak olduğu ve kendi üstünde bir güce dayanmak hisettiği ilkel dönemizde bir "tanrıya inanma ihtiyacı duyar"
Her şeye rağmen bazı insanlar davranışlarına ahlaki bir yön verme, gerekirse bir takım insan duygularını etmek için hangi şekilde olursa olsun herhangi bir dine inanmaya devam edebilirler.
Fakat din,duygu ve ahlak alanından çıkıp.toplumsal hayatı sosyal,siyasal ve açıdan düzenlemeye kalktığında, halk insan- üstü güç(ler) adına kullanılıp istismar heveslisi " adamlarının sömürücü aracı olur" bu nedenle buna kesinlikle izin vermemeiz gerekir.
BURADAN ÜLKEMİZİN YAKIN TARİHİNE BAKALIM

Ülkemiz 1999 yılının son aylarında bir vahşetle karşılaştı.
Bir çok şehirde, ilçede ve köyde “mezar evler” denilen
ceset tarlaları ortaya çıktı. Bu mezar evlerin altından
işkence edilmiş bir çok insanın cesedi tanınmaz halde çıkartıldı.
Bu “Hizbullah Vahşeti” olarak tarihe geçti. Ortaya
çıkmasıyla birlikte yaşananlar büyük bir tepki çekti.
Halkımız “din adına” gerçekleştirildiği söylenen bu vahşet
tablosunu meşru görmedi, kabul etmedi. Yaşananlar
vahşet ve katliamdı. Ancak bu katillerin icraatları sadece
bu kadar değildi.
Kendilerine “Hizbullah” adını veren kontralar, uzun
süreden beri bizzat Susurluk devletinden aldığı talimatlarla
yine “din adına” devrimcilere, yurtseverlere saldırıyor,
katlediyordu. Bir diğer ifade ile egemenler “islamiyet
adına” diyerek bu kesimleri devrimcilerin, halk güçlerinin
üzerine saldırtarak katliamlar gerçekleştirtmişlerdir.
Bütün bunlar “islamiyet adına” yapılıyordu.

Müslüman halkımızın bir bütün olarak “Hizbullah
vahşeti” ile bir ilgisi olmadığı ve bunları meşru görmediği
açıktır. Bu “vahşet” Susurluk devletinin bilgisi, denetimi
ve yönlendiriciliğinde gerçekleştirilmiştir. Aynı 3
Temmuz 1993’teki Sıvas Madımak Otel katliamı gibi...
Aynı Maraş katliamı veya Kanlı Pazar gibi...
Bu katliamların gerçekleştiricisi bizzat Susurluk devletidir.
Ancak bu gerçeğe rağmen bu katliamlarda geçmişten
bugüne çoğu kez “din elden gidiyor”, “vurun allahsız
komünistlere” vb. demogojilerle müslüman halkımız
galeyana getirilerek kullanılmak istenmiş ve kimi
bölgelerde kullanılmışlardır da... Böylece bir çok katliam
meşrulaştırılmak istenmiş, halkın büyük çoğunluğu “nasılsa
allahsız komünistler, teröristler katlediliyor” diye
bunları sessizlikle karşılaması sağlanmaya çalışılmıştır.

Açlığın, yoksulluğun, yokluğun, sömürünün, zulmün
bu denli pervasız uygulandığı ülkemizde tüm bunlara
karşı halkın sessizlik içinde tutulması için kendilerine
göbekten bağlı bu “islamcılardan” yararlandılar. Devlet
destekli bu kesimler yoksulluğun bir “kader” olduğunu
işleyerek emekçi halkı uyutmaya çalıştı. Devletin zulmünün
ayan beyan ortaya çıktığı Susurluk kazası sonrası ise
ortaya çıkan gerçeklere “fasa fiso” diyerek yine Susurluk
devletinin bekasını sağlamaya çalıştılar. Hep “din adına”
yaptılar bunları...

Oysa;
Nasıl 1999’un son aylarında herkesin göreceği kadar
ortaya çıkan vahşet tablosu islamiyet adına kabul edilemezse,
“din adına” devrimcilere, ilericilere saldırılması,
Susurluk devletinin sömürü ve zulüm politikalarının tevekkül
içinde onaylanması da kabul edilemez. Ancak
egemenler yüzyıllardır tüm vahşetlerini, sömürü ve zulüm
politikalarını daima “din adına” diyerek meşrulaştırmaya
çalışmışlardır. Susurluk devletinin tarihi de bundan
farklı şekillenmemiştir.
“Türkiye yüzde 99’u müslüman olan bir ülkedir”...
Cumharbaşkanından Başbakana Cunta şeflerine varıncaya
kadar düzen partilerindeki irili ufaklı bir çok politikacının,
siyasi çıkarları söz konusu oldukça sık sık başvurdukları
bir cümledir bu. Kendi düzenlerini, sömürü
ve zulümlerini meşrulaştırmak için müslümanlığın ardına
sığınmanın bir yolu olmuştur artık bu cümle.
Ülkemizdeki egemenlerin sık sık bu sözü kullanmasının
amacı esas olarak “halkın yüzde 99’u bizim arkamız-
dadır” iması içindir. Böylece tüm sömürü ve zulüm politikalarına
meşruiyet kazandıracaklarını düşünürler.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 52
Bütün postalar: 69
Bütün kullanıcılar: 6
ADRESE HAVALE: Erkan Yazargan Semerkant Mah. Murat Apt. No:32 TOKAT CEBE HAVALE: +90 535 063 84 23 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol